Tod Goldberg, gerilim dizisi ‘Gangster’s Don’t Die’ hakkında konuşuyor

Tod Goldberg’in birçok düşmanı var.

Eski bir Indio belediye başkanıPalm Springs Facebook grubunun üyeleri ve edebi olaylar sırasında soru sormak yerine yorum yapanlar, romancının keskin zekasının acısını hissetmişlerdir.

Goldberg büyüleyici ve keskin, her duruma uygun bir espri yapıyor ama aynı zamanda hem kişisel olarak hem de sayfada acımasızca saygısız da olabiliyor.

Goldberg, San Diego’nun Küçük İtalya’sındaki akşam yemeğinde “Mektuplar alıyorum” dedi. Polisiye kurgu yazarları ve okuyucuları için her yıl düzenlenen gezici bir toplantı olan Bouchercon’daki bir panelden çıkmak üzereydi. “Kitabınızda asla ’15 kişiyi öldürdünüz’ diye bir şey yok” diye devam etti. “Bunun yerine, ‘Kitabınızın bu kadar çok küfür içermesine gerçekten şaşırdım.’ diyorlar. Polisiye romanlarda bu çok tuhaf bir şey. Köpekleri öldüremezsin ya da çok fazla küfür edemezsin ama temas ettiğin her insanı öldürebilirsin.”

Goldberg’in yeni romanı “Gangsterler Ölmez”, 2014 yılında “Gangsterland” ile başladığı kitap serisini tamamlıyor; bu kitap, Sal Cupertine adında bir Chicago tetikçisinin, plastik cerrahinin ve Bennie Savone adlı bir gangsterin yardımıyla, Las Vegas’ta Haham David Cohen olarak yeni bir hayata başlıyor. 2017’nin “Gangster Nation”ında hem FBI hem de Sal’ın düşmanları, Sal’ın kazançlı bir ceset aklama işini yönettiği tapınakta devam eden suç girişimine yaklaşırlar. Gangsterland evreninde geçen hikayelerden oluşan bir koleksiyon olan “The Low Desert” 2021’de yayınlandı; yeni roman, destanı patlayıcı ama samimi bir sonla tamamlıyor.

Serinin kökenleri, Sal’ın 2008’deki kısa öyküsü “Mitzvah”da ilk kez ortaya çıkışına kadar uzanabilir. Goldberg, “Başından beri bunun üç kitaplık bir seri olacağını biliyordum” dedi. “Gangsterland”i yazmaya hazır olması birkaç yıl sürdü ve kendini sırrını güvende tutmak için her şeyi yapmaya hazır bir kiralık katilin dünyasına kaptırdığında, herhangi bir yumruk atmamaya karar verdi.

Goldberg şöyle dedi: “İlk kitaptan başlayarak yaptığım bir seçim vardı, eğer birisi yüzünden vurulursa, bu filmlerdeki gibi bir delikten biraz kan sızmaz. Birini yüzüne vurursan yüzü parçalanır. Bunu göstermek istedim. Bunun çizgi film gibi olmadığını, şiddetin gerçek olduğunu göstermek istedim.”

Her kitap bir araya getirildiğinde kendi başına ayakta dursa da, Gangsterland romanları geniş bir oyuncu kadrosu ve çok sayıda olay örgüsüne sahip tek bir kapsamlı hikaye gibi okunuyor; Goldberg bunu, “Game of Game” gibi dizilerin birkaç sezonu boyunca yavaş gelişen karakter akışıyla karşılaştırıyor. Tahtlar” ve “Tel”. Bu, Goldberg’e hikayeyi duygusal açıdan tatmin edici bir şekilde anlatma konusunda büyük bir hareket serbestliği verdi.

Goldberg, konuları bir araya getirme konusunda yardımları için editörü Dan Smetanka’ya ve aynı zamanda eleştirmenlerce beğenilen bir romancı ve çok satan bir yazar olan ağabeyi Lee’ye teşekkür ediyor. Goldberg, “10 farklı dizi yazan bu adamın anında benim için danışman olması çok faydalı oldu” dedi.

Son romanı “Malibu Burning”in çıkışını kutlamak için Bouchercon’a katılan Lee, kardeşiyle gurur duyuyor ve başarısından etkileniyor. Lee, “Bu kadar saçma bir önermeyi alıp inandırıcı kılmak gerçek bir beceri gerektirir” dedi.

Goldberg’in bu kahramanlık karşıtı tarzdaki başarısı polisiye kurgu dünyasında nadirdir. Pek çok yazar hikayelerinde şiddeti vurgularken, Goldberg de şiddetin ruhsal sonuçlarına aynı derecede önem veriyor. Ana karakterin “350 sayfa boyunca bir sürü çılgın, korkunç, berbat şey” yaptığı ve bunun karşılığında travmayı halının altına süpüren saçma bir sahneyle ödüllendirildiği polisiye romanlardan nefret ettiğini itiraf etti. Goldberg, “Hayır, terapiye gidiyorsun” dedi. “Bundan sonra herkes terapiye gidecek.”

Goldberg kara çölde kendine bir yer edindi ve meslektaşları da bunu fark etti. “Everybody Knows” kitabının yazarı Jordan Harper, “Çöl, kötü adamlar ortaya çıkmadan önce bile ölümcül bir yer” dedi. “Goldberg’in bu kadar iyi yaptığı şey bize mizah ve içgörü vahasını ve bu ölümcüllüğe ayak uydurabilecek ilgi çekici karakterleri sunmak.”

Goldberg’in dizi için yürüttüğü araştırma mafya bilgilerini ya da birinin nefes borusunu ezmenin gerekliliklerini içermiyordu. Bunun yerine kutsal kitaplar üzerinde yoğun bir incelemeye başladı.

“Ben büyük bir Yahudi değilim” dedi. “Dindar değilim ama ruhaniyim. Bunu yazmaya başladığımda kendi aile geçmişimi, ailemin yaşadığı mücadeleyi yeterince bilmiyordum.”

Talmud, en azından Sal’e göre nereden geldiğinizi bilmeniz gerektiğini söylüyor. Gangsterland dizisinde şöyle bir şaka vardır: Sal, Haham David Cohen olarak görevlerini yerine getirirken aklına Talmud’dan uygun bir yanıt bulamadığında bunun yerine Bruce Springsteen’in şarkı sözlerinden alıntı yapar.

Yine de sahte hahamın gerçek bir yerden ortaya çıkması gerekiyordu. Böylece Goldberg atalarının tarihini öğrenmek için yola çıktı ve annesinin ebeveynlerinin, günümüz Ukrayna’sında bulunan Bar’ı 1919’da, Rusların oradaki tüm Yahudileri öldürmesinden hemen önce terk ettiğini keşfetti. Geride kalan ailenin tüm üyeleri öldürüldü. Goldberg bu keşfi “kendi inanç duygum için verilen bir savaştan” başka bir şey olarak görmüyor. İkinci nesil bir Amerikalı olarak, bu kitapları yazma ayrıcalığından yararlanabilmesi için kendisini bu zamana ve yere getirmek için yapılan fedakarlıkları anlaması zorunluydu.

O halde Sal Cupertine’in sesinin Tod Goldberg’e çok benzemesi o kadar da şaşırtıcı değil, özellikle de Haham David Cohen kılığına girdiğinde.

Goldberg, “Birçok benzer inancı paylaşıyoruz” diye itiraf etti. “Genelde böyle hissetmiyorum – kurgu kurgudur – ama o karakterde benden çok şey var. Ben şiddet yanlısı bir insan değilim ama onun dünyaya bakış açısı, organize suçun hayatımızın her alanına nasıl girdiğine dair bakış açısı, bunlar benim de inancım.”

Belki de bu, Goldberg’in sosyal medya platformlarında, özellikle de iktidardaki insanlardan gelen kötü davranışları dile getirerek çevrimiçi düşmanlar edinme isteğini açıklıyor. Mesela Indio Belediyesi Meclis Üyesi ve eski Belediye Başkanı Mike Wilson’a saldırgan yorumlarda bulunduğu iddiasıyla meydan okuduğunda olduğu gibi. Bir sonraki seçim döngüsünde Wilson görevden alındı.

Goldberg, “Bu, trollemenin iyi gittiğinin mükemmel bir örneği” dedi.

Sal, hayatının telafisi mümkün olmayan bir karmaşa olduğunu kabul etse de, haham rolünde cemaatine hizmet etme fırsatlarını benimsiyor. Palm Desert Low-Residency MFA yazım programını kurduğu ve yönettiği UC Riverside’da ders veren Goldberg de rolü hakkında aynı şeyleri mi düşünüyor?

Kesinlikle, dedi. “MFA programından gelen her kişi gerçekleşmemiş bir hayalle geliyor ve onları oraya ulaştırmak benim işim. Eşim ve sanatım dışında hayatımdaki en önemli şey bu. Bu kutsal bir şey.”

Bouchercon sona ererken, aynı zamanda Palm Desert’te eğitmenlik yapan Los Angeles polisiye yazarı Ivy Pochoda (tam açıklama: Haziran ayında misafir öğretim görevlisiydim), Goldberg’in öğrencilerine ve akranlarına olan bağlılığından övgüyle söz etti.

Pochoda, “Tod kesinlikle tanıdığım en komik insanlardan biri” dedi, “ancak onun yaygın mizah anlayışının bazen dikkatini dağıttığı şey, edebiyatın her türüne olan derin bağlılığı ve öğrencilerine olan bağlılığı ve şefkatidir. Bu adam öğrencileri ve arkadaşları için çok daha fazlasını yapıyor.”

Peki ya haham? Üç roman ve birkaç hikâyeden sonra bu onu gerçekten son görüşümüz mü olacak?

“Gangsterler Ölmez”in sonu, devamı için kapıyı açık bırakacak kadar yarım kalmış işleri sallıyor. Üstelik Gangsterland dizisi olağanüstü bir televizyon dizisi olacaktı. Ancak 15 yılı aşkın bir sürenin ardından Goldberg, yoluna devam etmeye hazır olduğunu söylüyor. “Hikâyesinin tamamlandığını hissediyorum ve kafamdaki sesini özlerken, bir sonraki şeyin ne olacağını anlamaya da hazırım.”

Kısacası Goldberg’in önünde biraz boş zaman var. İç İmparatorluğun politikacıları gerektiği gibi uyarıldı.

Ruland’ın son romanı “Make It Stop” Nisan ayında yayımlandı.