Doktor Mengele Nasıl Kaçtı ?

Balk

Global Mod
Global Mod
Doktor Mengele Nasıl Kaçtı?

Dr. Josef Mengele, Nazi rejiminin en kötü şöhretli figürlerinden biridir. Auschwitz toplama kampında insanlık dışı deneyleriyle bilinen Mengele, özellikle çocuklar, ikizler ve cüceler üzerinde acımasız deneyler gerçekleştirdi. II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra Mengele, diğer yüksek rütbeli Naziler gibi müttefik kuvvetler tarafından yakalanmaktan kaçmayı başardı. Onun nasıl kaçtığı ve izini kaybettirdiği, yıllar süren bir araştırmanın konusu olmuştur. Peki, Dr. Mengele nasıl kaçtı ve uzun süre adaletten nasıl kurtuldu?

Savaşın Sonu ve İlk Kaçış Girişimi

Josef Mengele, savaşın sonuna doğru, 1945 yılında, Auschwitz toplama kampı boşaltılırken buradan kaçtı. Müttefik kuvvetler kampı ele geçirmeden önce, Mengele Batı’ya doğru kaçmayı başardı. Nazilerin geri çekilmesi sırasında kendisini başka bir SS birliği içinde gizleyerek saklandı. Mengele, hem üst düzey Nazi subayı olduğu hem de yaptıklarının bilindiği için aranan biriydi. Ancak, savaşın hemen sonrasındaki kargaşada Müttefikler tarafından yakalandı. Mengele, yakalanmasına rağmen sahte belgelerle sıradan bir asker gibi görünmeyi başardı ve serbest bırakıldı. Bu ilk kaçışı, onun izini kaybettirmesine zemin hazırladı.

Kimlik Değiştirme ve Avrupa'da Gizlenme

Serbest bırakıldıktan sonra Mengele, Almanya’da kısa bir süre saklandı. Kendi kimliğini gizlemek için sahte belgelerle yaşamaya başladı. Mengele, Almanya'nın çeşitli yerlerinde saklanarak birkaç yıl geçirdi. Bu dönemde, eski Nazi subayları ve sempati duyan çevreler, Mengele'nin saklanmasına yardım ettiler. Ayrıca, ailesinin zenginliği ve etkisi sayesinde kaçışını finanse edebildi. Mengele’nin ailesi, savaş sonrası Batı Almanya’da güçlü bir sanayi firması olan Karl Mengele & Söhne şirketini işletiyordu ve bu durum ona büyük mali destek sağladı.

1950'lerin başında, Nazi savaş suçlularına yönelik uluslararası baskı artmaya başladığında, Mengele Avrupa’da daha fazla saklanmanın zor olduğunu fark etti. Kaçış planının bir sonraki aşaması Güney Amerika’ya gitmek oldu.

Güney Amerika’ya Kaçış

1950 yılında Mengele, İtalya üzerinden sahte bir kimlikle Güney Amerika’ya kaçtı. Sahte bir Kızıl Haç pasaportu kullanarak Arjantin’e gitti. Arjantin, o dönemde Juan Perón yönetimindeki hükümetin, eski Nazi subaylarına ve savaş suçlularına kucak açtığı bir ülkeydi. Mengele, burada uzunca bir süre güven içinde yaşayabildi. Arjantin’e vardıktan sonra "Helmut Gregor" adıyla yeni bir hayat kurdu ve ticaretle uğraşmaya başladı.

Arjantin’de geçirdiği yıllar boyunca Mengele, kendisini yeniden konumlandırdı. Nazi sempatizanı çevreler ve diğer kaçak savaş suçlularıyla olan bağlantıları, onun burada rahat bir şekilde saklanmasını sağladı. Ancak, Nazi savaş suçlularına yönelik uluslararası baskılar arttıkça, Mengele’nin konumu tehlikeye girmeye başladı. Özellikle Adolf Eichmann’ın 1960 yılında Mossad tarafından yakalanması, Mengele’nin de izini sürülmeye başlamasına neden oldu.

Yakalanmaktan Kaçış ve Sürekli Hareket Halinde Olması

Eichmann’ın yakalanmasından sonra Mengele, Arjantin’de kalmanın riskli olduğunu fark etti. 1960 yılında Paraguay’a kaçtı. Burada Paraguay vatandaşı oldu ve Alfredo Stroessner diktatörlüğü altında yaşamaya başladı. Ancak, Mengele yine de güvende hissetmiyordu. Paraguay'dan sonra Brezilya’ya kaçtı ve hayatının geri kalanını burada geçirdi.

Mengele, Brezilya’da oldukça izole bir yaşam sürdü. Onu saklayan bir grup Nazi sempatizanı ve sağcı çevre, Brezilya’da ona destek sağladı. Ancak, uluslararası baskılar ve Nazi avcıları tarafından sürekli aranması nedeniyle sürekli bir tehdit altındaydı. Mengele, yaşamının son yıllarını neredeyse tamamen yalnız ve korku içinde geçirdi. 1979 yılında Brezilya’nın São Paulo eyaletine bağlı Bertioga sahilinde yüzme sırasında geçirdiği felç sonucu boğularak öldü.

Yakalanamamasının Nedenleri

Mengele'nin uzun süre yakalanamamasının birkaç temel nedeni vardır. İlk olarak, kaçışını iyi planlamış ve kimliğini gizlemekte ustaca davranmıştır. Sahte kimlik kullanarak, Nazi sempatizanları tarafından desteklenen bir kaçış ağına dahil olmuştur. İkinci olarak, ailesi ona büyük bir mali destek sağlamış ve bu destek onun Güney Amerika'da yaşamını devam ettirebilmesini kolaylaştırmıştır. Üçüncü olarak, Güney Amerika’daki bazı hükümetler, Nazi savaş suçlularına yönelik ciddi bir baskı uygulamamış, hatta onları koruma eğiliminde olmuştur.

Mengele’nin kaçışının bir diğer nedeni ise, savaş sonrası kargaşada Nazi suçlularının takibinin zorlaşmasıdır. Müttefiklerin elinde birçok Nazi subayı vardı ve bu süreçte bazıları sahte kimliklerle serbest kalmayı başardı. Mengele de bu karmaşadan faydalanarak Avrupa’dan Güney Amerika’ya kaçtı.

Josef Mengele Yakalandı mı?

Josef Mengele, yaşamı boyunca adaletten kaçmayı başardı ve asla yakalanmadı. 1979 yılında boğularak ölmesinden sonra, onun cesedinin kimliği ancak 1985 yılında Brezilya’daki bir mezardan çıkarılan kemiklerin DNA testiyle doğrulandı. Mengele, Nazi savaş suçlarıyla ilgili birçok araştırmada ve davada adı geçen başlıca suçlulardan biri olmasına rağmen, uluslararası topluluk onu hayatta iken adalet önüne çıkaramadı.

Nazi Avcıları ve Mengele'nin Peşindeki İsimler

Mengele'nin yakalanamamasına rağmen, birçok Nazi avcısı yıllar boyunca onun peşindeydi. Özellikle Simon Wiesenthal ve Beate Klarsfeld gibi Nazi avcıları, Mengele’nin yakalanması için büyük çaba sarf ettiler. Mossad, Adolf Eichmann'ın yakalanmasından sonra Mengele’yi bulmak için operasyonlar düzenledi, ancak bu çabalar sonuçsuz kaldı. Mengele, yakalanamayan en kötü şöhretli Nazi suçlularından biri olarak tarihe geçti.

Sonuç

Josef Mengele’nin kaçışı, Nazi suçlularının savaş sonrası kaçış ağı ve kimliklerini nasıl gizlediklerini gösteren çarpıcı bir örnektir. Sahte kimlikler, uluslararası bağlantılar ve bazı hükümetlerin koruyucu tavırları sayesinde uzun yıllar boyunca adaletten kaçmayı başardı. Mengele'nin hikayesi, Nazi rejiminin korkunç suçlarıyla yüzleşmenin zorluklarını ve bu suçların sorumlularının nasıl hesap vermeden kaçabildiklerini gözler önüne seriyor.